TURİZM AKADEMİSYENLERİ DERNEĞİNDEN 2019 YKS TURİZM YERLEŞTİRMELERİ RAPORU…
Rekreasyon ve Turist Rehberliği, turizm eğitiminin parlayan yıldızı haline geldi. Turizm programları arasında doluluk oranı en yüksek olan Rekreasyon ve Rehberlik, en düşük olan ise Turizm İşletmeciliği programları oldu. SÖZEL ve DİL puan türü ile öğrenci alan programlar, Turizmde daha çok tercih ediliyor.
Turizm Akademisyenleri Derneği (TUADER), 2019-YKS Turizm Yerleştirmeleri Raporunu yayımladı. Rapor, TUADER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muharrem TUNA, Dr. Öğr. Üyesi Alaattin BAŞODA ve Dr. Öğr. Üyesi Serkan AYLAN tarafından hazırlandı.
2019 yılında Türkiye’de 133 üniversitede, 293 okulda ve 498 programda turizm eğitimi için toplam 31.259 kontenjan açıldı (Genel YKS kontenjana oranı %3,8), bu kontenjanın %94’üne (Genel YKS yerleştirmeye oranı %3,9) aday yerleştirildi ve kontenjanların %6’sı (Genel YKS boş kalan kontenjana oranı %2,6) boş kaldı.
Turizm eğitimi için öğrenci kabul eden okulların sadece %21,2’si turizm okullarıdır
Turizm eğitimi veren okulların sayısı, 2018 yılında 296 iken 2019 yılında %1 oranla azalarak 293 oldu.
Turizm programlarının sayısı %1,6 azaldı. Rekreasyon, Gastronomi ve Rehberlik programlarının sayısı artarken, Turizm işletmeciliği programlarının sayısı azaldı. Rekreasyon, Gastronomi ve Rehberlik programlarının sayısı en çok turizm okullarında arttı ve Turizm İşletmeciliği programlarının sayısı en çok turizm okullarında azaldı.
Türkiye’de 31 çeşit okul ve 22 çeşit programda turizm eğitimi verilmektedir.
2019 yılında, Türkiye’de ön lisans eğitimi 12 tür okul ve 8 tür programda verilmektedir. Ön lisansta, Gastronomi 2, turizm İşletmeciliği 4, Rehberlik ve Rekreasyon 1’er tür program ile eğitim vermektedir. Lisans eğitimi ise 19 tür okul ve 14 tür programda verilmektedir. Lisansta, Gastronomi 2, turizm İşletmeciliği 8, Rehberlik ve Rekreasyon 2’şer tür program ile eğitim vermektedir.
Turizm kontenjanları %10,5 azaldı, en büyük azalma Turizm İşletmeciliği programlarında, ikinci öğretimde, açık öğretimde, uzaktan eğitimde, turizm okullarında, lisansta ve Devlet üniversitelerinde gerçekleşti.
Türkiye’de turizm eğitimi için açılan toplam kontenjan 2018 yılında 34.916 iken 2019 yılında %10,5 azalarak 31.259 oldu.
Turizm programlarına yerleştirilen aday sayısı %8,2 arttı, en büyük artış lisansta, Rekreasyon programlarında, turizm okullarında, Vakıf üniversitelerinde, örgün eğitimde ve normal öğretimde gerçekleşti, doluluk oranı ise %94’e yükseldi.
Türkiye’de turizm programlarına yerleşen aday sayısı, 2018 yılında 27.173 iken 2019 yılında %8,2 artarak 29.392 oldu.
2018 yılına kıyasla 2019 yılında, doluluk oranları aşağıdaki gibi önemli oranlarda yükseldi;
Ön lisansta 2018 yılında %83,5 iken 2019 yılında %94’e,
Boş kalan kontenjan %75,9 azaldı, en büyük azalma Rekreasyon programlarında, ikinci öğretimde, turizm okullarında, lisansta, örgün eğitimde ve Devlet üniversitelerinde gerçekleşti.
Türkiye’de turizm programlarında boş kalan kontenjan, 2018 yılında 7743 iken 2019 yılında %75,9 azalarak 1867 oldu.
Rekreasyon ve Gastronomi programları toplam kontenjan artışında fark yarattı
2018 yılına kıyasla 2019 yılında, Turizm İşletmeciliği programlarının kontenjanı %23,5 ve Rehberlik programlarının kontenjanı %7,2 oranında azaltılırken, Rekreasyon programlarının kontenjanı %9,2 ve Gastronomi programlarının kontenjanı ise %8 oranında artırıldı. Ancak rekreasyon ön lisans programlarının kontenjanı %20,4 oranında azaltılırken, lisans programlarının kontenjanının %29,8 oranında artırıldığı görülmektedir. Dolayısıyla rekreasyon programlarının kontenjanının artışında büyük pay, lisans programlarına ve özellikle de %23,2 artışla turizm okullarındaki programlara ait olduğu anlaşılmaktadır. Bunun nedeni ise dört yıllık Turizm Yüksekokullarının bu yıl ilk defa rekreasyon programlarına öğrenci kabul etmeleridir. Rekreasyon programlarının sayısının az olması da bunun diğer bir nedenidir. Gastronomi programlarının kontenjanı, lisansta %20,9 ve ön lisansta ise %2,2 oranında artmıştır. Gastronomi programlarının kontenjanının artışında en yüksek pay, %11,1 oranla turizm okullarına, bu okullardan ise %23,9 oranla dört yıllık Turizm Yüksekokullarına aittir.
Ön lisansta Gastronomi, Lisansta ise Rekreasyon, Gastronomi ve Rehberlik programlarının kontenjanı arttı
2018 yılına kıyasla 2019 yılında, ön lisansta diğer programların kontenjanı azaltılırken (özellikle Rekreasyon programlarının kontenjanı %20,4 oranında azaltıldı), Gastronomi programlarının kontenjanı %2,2 oranında arttırıldı. Lisansta ise Turizm İşletmeciliği programlarının kontenjanı %47,8 oranında azaltılırken, Rekreasyon programlarının kontenjanı %29,8, Gastronomi programlarının kontenjanı %20,9 ve Rehberlik programlarının kontenjanı %1,8 oranında artırıldı.
Turizm okullarına özellikle Turizm Fakültelerine ilgi arttı
2018 yılı baz alındığında 2019 yılında, Turizm okullarının genel kontenjanı %14,6 oranında düştü ve aday yerleştirmesi %16,7 oranında artarak doluluk oranı %97’ye yükseldi. Turizm okullarındaki Rekreasyon programlarına %40,4, Rehberlik programlarına %20,4, Gastronomi programlarına %16,3 ve Turizm İşletmeciliği programlarına %2,5 oranında ilgi arttı. Genel olarak Turizm okullarına talebin artmasının nedenleri ise özellikle 4 yıllık Turizm Yüksekokullarının genel kontenjanının %61,2, bu okullardakiTurizm İşletmeciliği programlarının kontenjanının %88,6 oranında düşürülmesi, ayrıca lisansta Rekreasyon kontenjanının %53,1, Gastronomi kontenjanının %22,8 ve Rehberlik kontenjanının %1,3 oranında arttırılmasıdır. Ayrıca bunun diğer nedenleri;
Dolayısıyla turizm okullarına talebin arttırılması için izlenen planlamanın olumlu sonuçlar verdiği anlaşılmaktadır. Ancak Gastronomi programlarının kontenjanının her geçen yıl artış göstermesi, gelecekte bölüme olan ilgiyi azaltabileceği düşünülmektedir. Bunu önlemenin en iyi yolu, kontenjanları sektörün ihtiyaçları doğrultusunda planlanmak olacaktır.
Turizm Fakültelerine talep arttı. 2018 yılı baz alındığında 2019 yılında Turizm Fakültelerinde kontenjan %0,3 oranında azaldı. Bu fakültelerde aday yerleştirmesi %25,3 oranında arttı ve doluluk oranı %97,4’e yükseldi. Turizm Fakültelerinde yer alan programların kontenjan, aday yerleştirme ve doluluk oranları aşağıdaki gibi gerçekleşti.
Rekreasyon ve Rehberlik programlarına ilgi arttı, doluluk oranları %100 oldu
2018 yılında, en çok ilgi gören bölüm Gastronomi iken 2019 yılında, Rekreasyon ve Rehberlik programları oldu.
Ön lisansta en az talep gören Turizm İşletmeciliği, en çok talep gören ise Gastronomi oldu
2018 yılına kıyasla 2019 yılında, Turizm İşletmeciliği ön lisans programlarının kontenjanı %13,8 oranında düşürülmesine ve aday yerleştirmesi %3,4 oranında azalmasına rağmen doluluk oranı %90,8’e yükseldi.
Lisansta en az talep gören Turizm İşletmeciliği, en çok talep gören ise Rekreasyon ve Rehberlik oldu
2019 yılında, Turizm İşletmeciliği lisans programlarının kontenjanı yarıya kadar düşürülmesine rağmen aday yerleştirmesinde ve doluluk oranında beklenen artış gerçekleşmedi. 2018 yılına kıyasla 2019 yılında, Turizm İşletmeciliği lisans programlarının kontenjanı %47,8 oranında (neredeyse yarı yarıya) düşürülmesine ve aday yerleştirmesi %19,5 oranında artmasına rağmen doluluk oranı %77,4’e yükselebildi. Bu sonuç, gelecek dönemde eğer ilgili programlara talep artmaz ise Turizm işletmeciliği lisans programlarının kontenjanlarının istikrarlı ve planlı bir şekilde düşürülmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca yeni program açılmasının engellenmesi de önemli bir tedbir olarak değerlendirilebilir.
Gastronomi programlarına aday yerleştirmesi %23,3 oranında artarak doluluk oranı %99,1’e; Rehberlik programlarına aday yerleştirmesi %21,4 oranında artarak doluluk oranı %102’ye ve Rekreasyon programlarına aday yerleştirmesi %29,5 oranında artarak doluluk oranı %103’e yükseldi.
Turizm Akademisyenleri Derneği (TUADER) Başkanı ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem TUNA konuya ilişkin şunları ifade etti: “Gelen turist sayısı ve turizm gelirleri açısından rekorlar elde edilen 2014 yılı sonrasında ülkemizde yaşanan terör olayları ve siyasi sorunlar, turizme yönelik algıyı da olumsuz etkiledi. İstenmeyen çok sayıda gelişme sektörün zor durumda kalmasına neden oldu. Doğal olarak bu durum işletmelerin personel azaltmasına yol açtı ve istihdam oranları geriledi. Bu süreçte turizm eğitimine ilgi de azaldı. Ancak 2018 yılı ile birlikte turizm sektörünü olumsuz etkileyen birçok olumsuzluğun ortadan kalkması veya izlerinin silinmeye başlaması, turizm eğitiminde de kendini gösterdi. Doluluk oranları ve yerleştirmeler genel olarak tüm turizm eğitim programlarında arttı. 2019 yılında 133 üniversitede, 293 okulda ve 498 programda turizm eğitimi için toplam 31.259 kontenjan tahsis edildi ve bu kontenjanların %94’üne öğrenci yerleştirmesi yapıldı. Şimdi önümüzde çözülmesi gereken üç temel sorun duruyor. Bunlardan birincisi, eğitim kalitesinin her düzeyde arttırılması ve sektörün ihtiyaçları çerçevesinde işgücü yetiştirilmesine odaklanılması. Turizm eğitimi diğer birçok eğitim alanına göre daha yeni bir alan. Ülkemizde genel olarak 80’li yıllarda yaygınlaşmaya başlıyor. İlk yıllarda yeterince turizm eğitim kurumu bulunmamasından dolayı nicelik sorunu büyük önem taşıyordu. Ancak son yıllarda sektörün ihtiyacını karşılayabilecek çok sayıda eğitim kurumu açıldı ve nicelik sorunu aşıldı. Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, YÖK gibi kurumların güçlü desteğiyle eğitim kurumları ve sektörün güç birliği yaparak turizm eğitiminde niteliğin arttırılmasına yönelik tedbirleri alması gerekiyor. İkincisi, mezunların sektörde çalışmayı tercih etmemesidir. Bu sorun ülkemize büyük maliyetler yüklüyor. Turizm eğitimi için önemli bütçeler harcanıyor, emek ve zaman sarf ediliyor ancak mezunların büyük bir kısmı farklı iş alanlarına yöneliyor. Üçüncüsü ise son yıllarda sektörde yabancı personel çalıştırma alışkanlığının yerleşmesi. Eskiden yabancı personel çalıştırmaya sadece ülkeden karşılanamayan kritik meslekler için izin verilirdi. Ancak bu konudaki mevzuat esnetildi ve ülkede hemen hemen her alanda birçok farklı ülkeden yabancı personel istihdam edilmeye başlandı. İşsizlik oranının %13’ler seviyesinde seyrettiği ülkemizin birçok alanda özellikle de turizm sektöründe yabancı personel çalıştırmaya ihtiyacı yok. Turizm eğitim kurumlarının özellikle yabancı dil eğitimi ve uygulama imkânlarının iyileştirilmesiyle söz konusu sorun kolaylıkla çözülebilir.”